Prof. Dr. Mustafa Güler - Aort Anevrizmaları

Aort damarı kalpten çıkan ana damar olup bütün vücudu dolaşarak tüm organlara kanı gönderen ana damardır. Anevrizma dediğimiz zaman kabaca damardaki genişleme anlaşılır. Bir damar çapının%50 fazla artması anevrizma olarak tanımlanır. Aort anevrizmasının tüm seyri boyunca her bölgede anevrizma meydana gelebilir. Kalpten çıktığı bölgede meydana geldiğinde çıkan ağır anorizmaları göğüs boşluğu içindeki bölgede anevrizmalar ve karın bölgesinde de abdominal aort anorizmaları gibi tanımlanabilir. Bu hastalıkta şikayetler neler olabilir? genelde anevrizma çok büyümediği zaman bulgu ve belirti vermeyebilir. Belirli çapa ulaştığı zaman arttığı zaman bası bulguları ortaya çıkabilir. Çoğu zaman başka nedenlerden dolayı teşhis amaçlı çekilen muayenelerle ortaya çıkabilir. Yapılan bir ultrason kalp ekosu ve akciğer filminde şüphelenilebilir. Bunlar tabii tespit edildikten sonra bunlarda esas teşhis edilmesi için daha ayrıntılı bir takım tetkikler yapılması gerekir. Bunlar nelerdir? bunlar daha çok anjiyo dediğimiz ya da MR anjiyo dediğimiz görüntüleme yöntemleridir. Bu görüntüleme yöntemleriyle aort anevrizmasının şekli hangi bölgede olduğu, çapı ve karakteri belirlenir. Bu hem anevrizmayı tanımlamada ve bundan sonra tedavi aşamasında da bize çok yardımcı olacaktır. Peki buna ne sebep olmaktadır? birçok sebep literatürde vardır. Birincisi genetik yatkınlık olması önemlidir. Damar duvarının genetik olarak zayıf olması bu hastalığın oluşmasında yatkınlık oluşturmaktadır. Yine hipertansiyon, özellikle sigara içimini söyleyebiliriz . Ve yapılan çalışmalarda elli yaş üzeri, bu hastalık grubunda risk altındadır. Bunun yanında bir de bağ dokusu hastalığı dediğimiz, örneğin Marfon sendromu gibi birtakım spesifik hastalıklar da damar duvarını zayıflatarak bu anorizmalara sebep olabilir. Çok nadiren de travmalar örneğin trafik kazaları damarda zedelenmeye sebep olarak anevrizma hatta yırtılmalara sebep olabilir. Anevrizmanın tedavisi nasıl yapılır ? Tabii anevrizma çapı eğer normal çapın yüzde ellisinden daha fazlaysa bu hastalar anevrizma olarak tanımlanır ve onarılması gerekir. Çünkü aort damarının çapı arttığı zaman fiziksel kanunlara göre, damar duvarında basınç artar ve patlama riski artar . Maalesef bunlar uygun zamanda teşhis edilip tedavi ve ameliyat edilemezse hayatlarını kaybederler. Bu yüzden bu hastalığın sıklığı konusunda literatürde çok kesin bilgiler yoktur. Çünkü bu hastalar acil servislere ani karın ağrılarıyla veya kalp durmalarıyla giderler. Aslında bunlar otopsi yapılamadığı için de aort yırtılması veya patlaması nedeniyle hayatlarını kaybeden hastalardır. Demek ki bu hastalığın teşhisi ve şüphelenilmesi çok önemli. Dediğimiz gibi teşhis konulduktan sonra da yıllardır bu hastaları klasik konvansiyonel yöntemlerle ameliyat ettik . Cerrahi olarak da burada anevrizma dediğimiz balonlaşan, genişleyen aort bölgesi çıkartılarak yerine sentetik aynı çapta bir damarla değiştirmektir. Fakat son yıllarda gelişen teknolojiyle artık ameliyatsız da anevrizmaları tedavi edebiliyoruz. Burada yine yüksek teknoloji kullanılarak bu sentetik damar bir katetere giydirilir. Ve bu hastanın anevrizmanın çapına göre önceden tespit edilmiş kateter ve stent dediğimiz malzemeyle kasıktan girilerek anjiyo yapılıyormuş gibi görüntülenir anjiyo laboratuvarında olan aort bölgesi içeriden tamir edilir. Böylece kansız bir şekilde bu ameliyat gerçekleştirmiş olabilir. Kanın akışı konulan greftten sağlanır ve anevrizma bu şekilde devre dışı kalmış olur. Bu tabii ki hastanın hem genel anestezi almaması işlemin kısa sürmesi ve kanama ihtimalinin çok az olması büyük avantaj son yıllarda genelde tercih ettiğimiz yöntem budur. Bu şekilde hastalarımız hem daha çabuk taburcu olabilmekte ve işlerine daha erken dönebilmektedir. Fakat tekrar söylemek isterim ki cerrahi sınırına gelmemiş anevrizmayı da takip edilen hastalarda da en çok dikkat edilmesi gereken risk faktörleri hipertansiyon ve sigara olduğu literatürde belirtilmiştir. O yüzden bu hastaların özellikle sigaraya ve tansiyonlarının takiplerine çok dikkat etmeleri gerekir. Tabii ki cerrahi sınırlar içine gelen belirli bir büyüklüğe ulaşan anevrizmalarda hastalar ameliyatlarını güvenle olabilirler. Çünkü ameliyat yapılmayan belirli çapın üzerindeki anevrizmalarda biraz önce bahsettiğim gibi patlama ve yırtılma riski yüksektir. Ve maalesef yüksek oranda ölümle sonuçlanabilirler.

İlginizi Çekebilecek Videolar