Çağımızın hastalığı olarak kabul edilen koroner arter hastalığı, maalesef hem dünyada ve hem de ülkemizde ölüm nedenlerinde halen 1. sıradaki yerini korumaktadır.
Çok sayıda bireyi etkilediği için en fazla istismar edilen hasta gruplarından biri de koroner arter hastaları olmaktadır. Büyük bir pazar olarak görülen bu hasta grubuna yönelik televizyon programları ve internette sürekli reklamı yapılan mucize ilaçlar neredeyse her derda derman olarak pazarlanmaya çalışılıyor.
Koroner Arter Hastalığı Belirtileri
Koroner hastalığı yetişkin bireylerde en sık ölüme neden olur dedik ama bunun şiddeti ve şekli elbette her bireyde aynı olmaz. Tanısında birçok tetkik inceleme ve gerekirse koroner anjio yapılarak damarların durumu ortaya konur.
Sonucunda ya hastaya ilaç tedavisi önerilir veya stent ya da bypass ameliyatı ile damarların açılması planlanır. Bu karar multidisipliner bir şekilde olur ve bunu kardiyolog ve kalp damar cerrahı konsey kararı ile verir. Hastaya verilecek ilaç tedavisi ile hastanın şikayetleri ortadan kaldırılmaya çalışılırken bir yandan da risk faktörleri azaltılmaya çalışılır. Aynı zamanda ek hastalıkların tedavisinin de yapılması zorunludur. Tedavi süreci takip edilir ve yine bazı tetkik ve incelemeler sonucunda ilaçların dozları ayarlanır ve hasta için ideal tedavi bulunur. Bazı ilaçların yan etkileri değerlendirilir bunlar ortaya çıkmış ise ilaç değiştirilir. Kalp hastalarının tedavisi bu kadar yakın izleme inceleme gerektirirken, televizyon veya internetten pazarlanan bazı bitkisel ilaçlarla hastalara hiçbir inceleme yapılmadan ve tüm hastalar aynı dozda önerilen bu ilaçlarla sözde mucize sonuçlar alındığı iddia edilmektedir. Hiçbir bilimsel çalışmaya ve kanıta dayanmayan bu şekilde tedavi modelleri hastalara zaman kaybettirmekte ve maalesef bu hastalar ciddi olarak incelendiğinde çoğunun kalplerinin zarar gördüğü anlaşılmaktadır.
Hastalarımız bu yüzden kalp damar hastalıklarıyla ilgili sorunları varsa önce bunları kardiyoloji bölümü olan hastanelere başvurarak gerekli testleri yaptırmalı ve tedavilerinde de kanıta dayalı yan etkileri bilinen dozları ayarlanmış ilaçları kullanmalıdırlar.

Eğer tedavileri için cerrahi müdahale gerekiyorsa da ameliyat olmaları gerekmektedir. Günümüzde koroner bypass cerrahisininde ölüm oranları %1 lerin de altına inmiştir. Halen özellikle şeker hastalığı da varsa birden fazla damar tıkanıklığı olan ve kalp kası etkilenmiş hastalarda bypass ameliyatları en etkin tedavi şekli olarak dünyada kabul görmektedir. Tekrar edelim ki her hastanın tedavisi ayrıdır ve doktorlarının vereceği ortak karara göre belirlenmelidir.
Kilosu olması gerekenden fazla olan kişiler toplam kalori alımını azaltıp, hareketlerini arttırarak kilo vermelidirler. Kilo artışı kolesterol yükseltici bir faktördür. Etlerdeki görünen yağlar pişirilmeden önce ayrılmalı, sakatat tüketimi çok azaltılmalıdır. Sosis, salam, sucuk gibi işlenmiş et ürünleri doymuş yağları fazla içerdiğinden az tüketilmelidir. Tavuk, hindi ve balık eti koyun ve sığır etine tercih edilmeli. Kızartma yerine ızgara, haşlama, buğulama gibi pişirme şekilleri kullanılmalıdır. Balık eti kalp sağlığı açısından en yararlı ettir. Ancak balık yağını ilaç olarak almak doktorunuz tarafından tedavi olarak verilmemişse önerilmez. Karides ve kabuklu deniz hayvanları kolesterolden zengindir. Tahıl, sebze ve meyve tüketimi arttırılmalıdır. Bu besinler yağdan fakir vitamin ve posadan zengindirler. Eriyebilen posanın kolesterolü düşürdüğü çeşitli araştırmalarda gösterilmiştir. Yulaf, çavdar, fasulye, bezelye, pirinç kabuğu, turunçgiller, çilek eriyebilen posadan zengindir. Kepek, havuç, turp, lahana, karnabahar, meyve kabukları ise erimeyen posa içerirler, bu tür posanın kolesterol üzerine etkisi yoktur, ancak bağırsakların normal çalışmasını sağlar. Tam yağlı sütten hazırlanmış süt ürünleri yerine az yağlı veya yağsız sütten hazırlananlar tercih edilmelidir. Eti az yiyen kişilerin peyniri fazla tükettikleri görülmüştür. Ülkemizde sık tüketilen tam yağlı beyaz peynir ve kaşar peynirde doymuş yağ oranı yüksektir. Az yağlı peynir ve yoğurtlar tercih edilmelidir. Pasta, krema, dondurma çoğunlukla doymuş yağlar ve yumurta sarısı içerdiğinden az tüketilmelidir. Haftada 3 veya 4 den fazla yumurta yenmemelidir. Yumurta sarısı kolesterolden zengindir. Yumurta beyazı protein içerdiğinden daha çok tüketilebilir. Yaş: 45 yaşın üzerindeki erkeklerde ve 55 yaşın üzerindeki kadınlarda kalp damar hastalığı daha sıktır. Aile hikayesi: Anne, baba kardeş gibi birinci derecede yakınlarında kalp hastalığı olanlarda kalp hastalığı daha sıktır. Sigara Tansiyon yüksekliği (Kan basıncının 140/90 mm Hg’nın üzerinde olması) Şeker hastalığı Şişmanlık: Kilonun boya göre fazla olması, vücuttaki yağın daha çok karın bölgesinde toplanması kalp hastalığı tehlikesini arttırır. Bel çevresinin erkeklerde 102 cm’den, kadınlarda 88 cm’den fazla olması riski yükseltir. Bu risk faktörleri bulunan kişilerde birlikte kanda kolesterol veya trigliserid yüksekliği varsa kalp hastalığı riski katlanarak artar. Belirti olarak kaslarımızda ağrı, güçsüzlük aksi ispatlanana kadar kullanılan ilacın kas sistemine olan yan etkisi olarak değerlendirilmelidir. Şikayetlerle birlikte CK değerlerinde anlamlı yükseklik olması da bunu destekler. Şikayet yoksa kas enzimlerinin yıllık takibi yeterlidir. İlacın yan etkisi çıktığında mutlaka ilaç tedavisi kesilmelidir. Takiplerde şikayetlerin azalması, CK değerlerinin düşmesi halinde ilaç kullanımı gerekli ise dikkatli bir şekilde tekrar başlanılabilir. Daha ayrıntılı bilgi için mutlaka doktorunuzla görüşmeniz gerekir. Kas şikayetleri olmadan CK değerlerinde hafif orta düzeyde artış olduğunda tedaviye devam etmeli ve en kısa zamanda doktorunuzla görüşmelisiniz.Kalp hastalığından koruyucu bir diyetin özellikleri nelerdir?
Kalp Hastalıklarında Kilo
Kalp damar hastalığına yol açan diğer risk faktörleri nelerdir?
Kalp hastalıklarında risk faktörleri
Kolesterol düşürücü ilaçların kaslarıma zarar verdiğini nasıl anlayabilirim / engelleyebilirim?
Kolesterol İlaçlarının Yan Etkileri